Archive for Mart 2020
Derya benim katremdir, zerreler umman bana.
*
Kaf Dağı zerrem değil, ay ve güneş bana kul,
Aslım Hak’tır şek değil, murşittir Kuran bana.
*
Çün dosta gider yolum, ezel mülküdür ilim,
Hak’tan söyler bu dilim, ne kul ne sultan bana.
*
Yok iken o barigah, var idi o padişah,
Ah bu aşk elinden ah, dert oldu derman bana.
*
Adem yaratılmadan, can kalıba girmeden,
Şeytan lanet olmadan, Arş idi seyran bana.
*
Diledi göre yüzün, işide kendi sözün,
Nazar kıldı bir kezin, orda can verdi bana.
*
Yaratıldı Mustafa, yüzü nur, gönlü safa.
O kıldı Hakk’a vefa, ondandır ihsan bana.
*
Doğdu o din metası, ondan oldu kamusu,
Adem, Halil ve Musa hüccet ve bürhan bana.
*
Aşık dilin bilmeyen ya delidir ya dehri,
Ben kuş dilin bilirim, söyler Süleyman bana.
*
Yunus Emre bu yolda, eksikliğin bildirir,
Mest olarak çağırır, dervişlik bühtan bana.
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Âlem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nâfile!
*
Kaç hakîkî müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, gâlibâ göklerdedir!
*
İstemem, dursun o pâyansız mefâhir bir yana...
Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana!
*
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr,
Çok değil, ancak, necîb evlâda lâyık tek şiâr,
*
Varsa şâyed, söyleyin, bir parçacık insâfınız:
Böyle kansız mıydı -hâşâ- kahraman eslâfınız?
*
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdâsına?
Benzeyip şîrâzesiz bir mushafın eczâsına,
*
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet târumâr?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedâr?
*
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle âdet miydi bî-pervâ, yemek insan leşi?
“Kim müslümanların derdini kendi derdine mâl etmezse onlardan değildir.”